23 Kasım 2021 Salı

Dara Antik Kenti (Anastasiopolis) - Mardin

 Tarihçiler, Antik Kentin adının, Pers Kralı III.Darius'tan (MÖ 336 - 330) geldiğini yazmaktadır. Makedonyalı Büyük İskender ile karşılaştığı ona yenilerek öldüğü yerin burası olduğu ve onun adının unutulmaması için buraya DARA adı verildiği yazılmaktadır. 

Romalı Tarihçiler MÖ 247 - MS 224 yılları arasında hüküm süren Parth İmparatorluğu döneminde, Dara Kentinin kurulduğunu, kentin çevreye yüksekten bakan, savunmaya elverişli ve tarım alanlarına, yiyecek kaynaklarına, akarsuya çok yakın bir yer olduğunu belirtmişlerdir. 

Sasanilerin bölgede güçlenip Nisibis (Nusaybin) ve Amed'i (Diyarbakır) almalarıyla Doğu Roma İmparatoru I. Anastasius savunmaya elverişli bu kenti 503-507 yılları arasında bir garnizon kenti olarak yeniden inşa ettirmiş ve adını da Anastasiopolis koymuştur. Ancak halk Dara adını unutmamış ve kullanmaya devam etmiştir.







Dara, Roma, Sasaniler ve Araplar arasında birkaç kez el değiştirdikten sonra. Doğu Roma'dan 1150 yılında Artuklu Egemenliğine geçmiştir. İlhanlıların bölgeye akınlar yapmaları ve bu sırada kenti tahrip etmeleriyle önemi azalmış ve 14. YY'dan itibaren bu güne kadar küçük bir köy olarak varlığını korumuştur. 



Mardin'in 30 km kadar güneyinde, Suriye sınırına 10 km uzaklıktadır. 

Dara Antik Kentinin doğusundaki kireç taşı kayalar, kuruluşta uzun zaman taş ocağı olarak kullanılmış, sonra mezarlık alanına dönüştürülmüştür. Bu gün yeni gelinlerin dış fotoğraf mekanı olan nekropol uzun yıllar boyunca kaya mezarlara, lahitlere ve sanduka mezarları barındırmıştır.

Nekropol alanında çok katlı galeriler şeklinde düzenlenmiş mezar yapısı, çok ilgi çekmektedir. Sasanilerin 573 yılındaki istilası sırasında öldürdükleri Roma'lıların anısına 591'de şehre yeniden dönen Daralılar tarafından yapıldığı düşünülmektedir.

Üç katlı mezar yapısının içi..


Bu, ana kayaya oyulmuş 3 katlı çok büyük bir  yapıdır. Üst katları içe kısma açılan koridor-balkon şeklinde inşa edilmiş olup, en alt katta yüzlerce Romalının mezarı bulunur. Mezarın anıtsal giriş kapısında ölüleri diriltme mucizesi olduğuna inanılan (kur'an'da da adı geçen) Ezekiel Peygamberi gösteren sahneler işlenmiştir.

Kelimenin tam anlamıyla ışıklar içinde yatıyorlar.

Dara Antik Kenti, Mezopotamya ovasının bitip dağların başladığı yerde yer alan, kuruluşundan itibaren neredeyse 2500 yıl geçmiş ve önemini çok uzun süre korumuş, bir yerleşim yeri olmuştur. Bu özelliği ile tarihi ve turistik açıdan çok ilgi çekmekte, çok sayıda, değişik ülkelerden gelen ziyaretçi antik kenti gezmektedir.

Yukarıdaki kolajda ortada kayaya oyulmuş bir kaç odalı mekanın içinden yan odaya ve dışarıya bakış.
Solda pencereden Dara'nın bir yabancı ziyaretçisi, sağda ise düğün öncesi dış fotoğraf
çekimine gelmiş genç bir gelin görülüyor.

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder