28 Şubat 2010 Pazar

Stratonikeia Anıtsal Kapısı


Stratonikea Muğla'nın Yatağan ilçesi'nin 6-7 km. batısında, Yatağan-Milas karayoluna 1 kilometre mesafede yer alır.

Kent, MÖ 3. yüzyılda kurulmuştur. Kuruluşu bir aşk öyküsüne dayanır. Suriye kralı I. Seleukos'un oğlu Antiokhos üvey annesi Stratonike'ye aşık olur. Bu umutsuz aşk nedeniyle hastalanır ve ölmek üzereyken durumu öğrenen kral eşi Stratonike'yi oğluna verir. Antiokhos iyileşir önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike'yle birlikte Karia'ya gelir ve sevgili eşinin adına Stratonikea kentini kurar...

Fotoğrafta görülen anıtsal kapı, kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısıdır. Büyük mermer bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüştür. Bu kapının üzerinde kemer olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kapıdan sonra sütunlu bir alanın ve yolun varlığı görülmektedir.


Selenanın Aynası (Bafa Gölü)





Bir zamanlar Bafa Gölü, Söke ovasının bu günkü yerinde yer alan Latmos Körfezine bağlı bir koydu . İyonya ile Karya'yı ayıran sınırların geçtiği bölgenin kuzeyinde antik çağın en önemli kentlerinden İon Milet, güneyinde ise Karya'lı Heraklia yer alır.






...................
Öyle durgundu ki suları Bafa'ın
Ay tanrıçası Selena, ona bakarak tarardı
Her dolunayda sırma saçlarını.
Ve Bafa bu nedenle kazandı,
Selena'nın Aynası sıfatını.

Çoban Endimon'u böyle güzel bir gecede
Ay ışığında davarını yayarken ve
Beşparmak Dağından ona bakarken gördü.
Selena, tanrıydı tanrılığına ama,
Sapına kadar İyon
Ve dişiydi sapına kadar...
O güzelliği görür de nasıl aşık olmaz,
Tanrı bile olsa insan...

Tanrılar ise hoşlanmadı bundan...
Ne demekti tanrıyla aşk yaşayan çoban.
Gerçi Zeus çok ölümlüyle fındık kırmıştı ama
Yine de Olimpos'ta toplandılar,
"Suçlar ve cezalar hep insanlarındır ya..."
Tanrılar kurulunca
Sonsuz uyku cezasına çarptırıldı Endimon...

Derler ki hâlâ o zamanlardaki gibi
Her gece gelir Selena
(ve dolunaylarda herkes şahit olur buna)
Sabaha kadar sevişmek için,
Sonsuz uykunun koynundaki aşkına...

27 Şubat 2010 Cumartesi

Sultanhanı Kervansarayı

Aksaraydan Konya'ya giderken 42. km'de Sultanhanı Kasabası'na varırsınız. Kasaba adını görkemli bir yapıdan, bir kervansaraydan alır.
"Kervansaray, 1229 da I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmış, 1278 de II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından genişletilmiştir. Dıştan yazlık ve kışlık bölümlerinin boyu 116,90 m.'dir. Yazlık kısmının eni ise 49.35 m. Boyu 61.75 m.dir. Kışlık kısmının eni ise 32,90 m. Boyu 55,15 m.'dır. Yazlık ve kışlık kısmının toplamı 4866 m²'yi bulmaktadır."
(Vikipedi)

15 Şubat 2010 Pazartesi

Çandarlı Kalesi

Kalenin M.Ö. 6. yüzyılda Pitane kentini korumak için Aiol'lar tarafından yapıldığı akla gelmektedir. Kalenin defalarca yıkılıp yapıldımış ve duvarlarında antik taşlar da bulunmaktadır. Kale bugün de beş kulesi, mazgalları, kapısı ve duvarları ile son derecede sağlam ve görkemli durumdadır. Şu andaki kareye yakın bir dikdörtken biçiminde planı ile M.S. 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından yapılmıştır.

12 Şubat 2010 Cuma

Keçi Kalesi


Keçi Kalesi İzmir-Selçuk yolu üzerinde Selçuk'tan 9 km uzaklıktaki Alamandağı'nda (Gallesion) 300 m yükseklikte yer alır. Kızılhisar da denilmektedir. 13. y.y.'da Bizanslılar tarafından yapıldığı bilinmektedir.
İzmir-Selçuk yolundan geçenler Keçi Kalesini aşağıdan bir açıyla görür. Bu açıyı yakalamak için ise bir küçük uçak gerekiyor... :)

Çakırcalı Mehmet Efe'nin Evi

Çakırcalı Mehmet Efe'nin Ödemiş Kayaköy'deki evi. Çakırcalı (Çakıcı) Mehmet Efe, Babası Çakırcalı Koca Ahmet Efe'nin Osmanlının efelere uyguladığı politika gereği, bir zaptiye çavuşunca tuzağa düşürülerek öldürülmesi üzerine 1893'te dağa çıkmıştır.
Eylemlerinden elde ettiği parayı halka cömertçe dağıtır. Özellikle Ödemiş dolayında köylerde genç kızlara çeyiz parası verir, giysisi olmayanı giydirir, evi olmayana ev yaptırır. Hatta köprüler, yollar inşa ettirilmesine önayak olur. Halkın sempatisini kazanması sayesinde köyler ve yörük obaları ona yataklık ederler.

Resim yazısı ekle

Çakırcalı 17 kasım 1911'de Karıncalı Dağ'da büyük bir zaptiye müfrezesi tarafından sıkıştırılır. Çatışma sırasında ölür. Kızanları, tanınmaması için cesedinin kafasını keserek kaçarlar. İlk karısı Iraz (Raziye) Hanım, Çakırcalı'yı göğsünden teşhis eder. Cesedi Ödemiş Belediyesi önünde günlerce asılı bırakılır.
Ölümünden 15 yıl sonra 2. karısı Fatma Hanım, cenazesini Ödemiş Kayaköy'e nakletmiştir. Yöre halkı hâlâ kendi söyleyişleriyle Çakıcı'ya saygı ve sevgi duymaktadır. Mezarına girmeden önce Çakırcalı'dan "destur" isterler
Efeliği süresince tam 256 kişiyi öldürdüğü öne sürülür. Ünlü İzmir'in Kavakları türküsü (aslı, Ödemiş'in Kavakları) Çakıcı'ya yakılmıştır.

Ödemiş kavakları
Dökülür yaprakları
Bize de derler Çakıcı
Yar fidan boylum
Yakarız konakları

Selvim senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da zeybek vuruldu
Yar fidan boylum
Çakıcı’ya sözüm yok

Efes Antik Tiyatrosu


İyon'yanın en görkemli, zengin kentlerinden Ephesos'un büyük tiyatrosunun uçaktan görünüşü...
Liman caddesi ve Mermer Cadde'nin birleştiği yerde bulunan 24.000 kişilik eser, antik çağın en büyük açık hava tiyatrosudur. Üç katlı sahne binası, hayranlık uyandıran akustiği, üç bölümlü oturma basamakları ile ünlüdür. Aziz St. Paul bu tiyatroda vaazlar vermiştir.

Milas Baltalı Kapı


Milas, Karya'nın başkenti Mylassa üzerinde kurulmuş ve adını da o antik kentten almış bir ilçemiz. Kentler birbirinin üzerinde kurulup yaşadığında eski yapılardan çok az kalıntı günümüze ulaşır. İşte Mylassa'nın eski surlarından bugüne ulaşan tek kalıntı, Baltalı Kapı'dır. Labranda yolunun başında yer alan kapı kemeri MÖ 1. yüzyılda yapılmış. Kemerinin kilit taşı üzerinde yer alan çift yüzlü kutsal Karya baltası (Labros) motifinden dolayı yörede "Baltalı Kapı" olarak anılıyor.Milas Belediyesi kapının hemen yanına mermer bir Karya nöbetçisi heykeli dikmiş. (Labros kemerin dış yüzünde yer alıyor.)

5 Şubat 2010 Cuma

İyon gemisi


Urla iskelesinde aslına uygun inşa edilen yelkenli ve kürekli iyon gemisi Kybele sefere çıkmayı bekliyor.
Tıpkı 3000 yıl önce olduğu gibi Marsilya'ya yolculuk yapması planlanmıştı. Bu yolculuk gerçekleşti... 7.06.2009 günü Urla'dan demir alan Kybele, Ağustos ayı başında Marsilya Limanına vardı.


Fotoğraf ve bilgi için:
http://www.foca-marsilya.info/yoldanizler.htm