22 Eylül 2011 Perşembe

İkonia - Şu Bizim Konya




















Konya'nın10 000 yıllık bir tarihe sahip olduğu düşünülmektedir. Gerçekten de kentin ortasında yeralan Alâaddin Tepesi'nde Neoletik ve kalkolitik çağlardan buluntular elde edilmiştir. İl sınırları içinde (Çumra İlçesi) Çatalhöyük'te uygarlığın ilk yerleşim yerlerinden biri bulunur. Önemini günümüze kadar koruyan kent, Anadolu Selçuklu devletinin başkentliğini yapmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Konya
Konya denildiğinde birçok kimsenin aklına Mevlana gelir. Mevlana Celalettin-i Rumî 1207-1273 yılları arasında Konya'da yaşamış ve orada ölmüştür.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Muhammed_Celaleddin-i_Rumi
Fotoğraflar:
1- Akyokuş'tan (Beyşehir yolu) genel görünüş...
2-Mevlana Müzesinden bir kolaj... Türbe bölümünde fotoğraf çekmeyi yasaklamışlar nedense...
3- (Sol) Karatay Medresesi'nin Anıtsal Kapısı. Kubat Abad'tan çıkarılmış çini ve alçı eserler burada sergileniyor.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Karatay_Medresesi
4-(Sağ) Aziziye Camii Konya Çarsısında ilginç mimarisi ile dikkat çekiyor...
http://www.konya.com/konya-turizm/Camiler/Konya-aziziye-cami.asp 

21 Eylül 2011 Çarşamba

Kubatabad Selçuklu Saray Sitesi



Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâattin Keykubat tarafından 1235 yıllarında Beyşehir Gölü kıyısına yaptırılmış saraylar sitesi...  Yirmi kadar değişik büyüklükte yapıdan oluşmuş. Topkapı sarayının öncülü kabul edilmekte ve sanki bir çadırlı ordugahın taş binalar şeklinde yapılmış halini andırdığı ifade edilmektedir...

Kubat Abad'a ulaşmak için Ispartanın şirin ilçesi Aksu üzerinden, Yenişarbademli, Gölkonak ve Gölyaka'ya gittik. Yol uzun, virajlı ve harikaydı... Saraylar oldukça harap durumda ve sanırım bilimsel değeri estetik ve turistik değerinin çok çok üzerinde... Ancak yukarıda görüldüğü gibi öylesine güzel bir manzaraya sahip ki kesinlikle gittiğinize pişman olmazsınız. Saraydan çıkarılmış çini ve alçı dekorasyon eserleri Konya Karatay Müzesine kaldırılmış...

Fazla bilgi için:
http://www.turkcebilgi.com/kubad-abad_saray%C4%B1/ansiklopedi


 

Afrodisyas; Aşk ve Güzellik Tanrıçasının Kenti...


Aydın ilinden Denizliye doğru  giderken bir mavi levhada "KARACASU" hemen altındaki kahverengide "AFRODİSYAS" yazısını gördüğünüzde, işi gücü düşünmeyin hemen sağa sapın. Karacasu'da bir pide yiyin ve Afrodisyas'a gidin...
Kenti gezmek için en az bir 6 saatiniz olmalı  ve makinenizin hafızasında 2GB boşluk... Yoksa yeniden geleceksiniz demektir...


Çektiğim 150-200 fotoğraftan bir kaçı aşağıda...



-En üstte ortada kentin adandığı Afrodit kültü, Tanrıça, Knidos'ta olduğu gibi güzelliğini çıplak olarak sergilemese de tüm görkemiyle ortada görülüyor. Kolajda bir yanında bir Afrodisyas vatandaşı, diğer yanında  elinde tiyatro maskesiyle ilham perisi...
Hemen altında solda ömrünün 31 yılını verdiği kazılarla kenti yeniden kuran arkeolog, Prof. Kenan T. Erim ve Afrodit tapınağının yanındaki mezarı ... (Bu arada kentin görkemini ilk keşfedenin Fotoğrafçı Ara Güler olduğunu anımsatıp, ustaya saygıyı ihmal etmemek gerek.)

3. fotoğrafta Afrodit tapınağının ayağa kaldırılarak restore edilmiş ve çevresi çimlendirilmiş anıtsal kapısı...
Kentin yaşlılar meclisinin 9 karelik panoraması...

Afrodit'in üç güzel hizmetkarı. Sonsuza kadar tanrıçanın hizmetinde kalsınlar diye olmalı mermere nakşedilmişler... Adları: Neşe, Görkem ve Tazelik...


Kentin agorası. Afrodisyaslılar bu oval havuzun çevresinde gezerek alış verişlerini yapıyorlardı....

Müze içinde ki nefis heykel ve kabartmalar, sanatsal lahitler, hamamlar, diğer tapınaklar, Roma döneminden günümüze en sağlam ulaşmış hipodrom, tiyatro ve diğerlerinin fotoğraflarını koyamadım şimdilik...  Belki sonra...


Ayrıntılı bilgi için:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Afrodisias


20 Eylül 2011 Salı

Nysa Antik Kenti









Aydın İlinin Sultanhisar İlçesinin yakınında yer alır...  Helenistik çağda (M.Ö. 3. YY) Suriye Kralı Seleukos'un oğlu I. Antiochos tarafından kurulmuştur.Kentin adının I. Antiochos'un eşinden aldığı söylenmektedir... (Karya bölgesindeki Stratonikeia kenti gibi) 
Nysa, ünlü coğrafyacı ve gezgin Amasyalı Strabon'un (M.Ö. 63-M.S. 21) eğitim gördüğü devrin önemli eğitim merkezlerinden biridir. 
Roma ve bizans dönemlerinde yerleşim gören kenti bir sel yatağı ikiye böler. Sel yatağına Roma döneminde bir tünel ve köprü yapılmıştır. Tiyatro, gymnasion, kütüphane, agora, odeon, bouleuterion (yaşlılar meclisi), Roma Hamamı kalıntıları gezilebilir.
En üstte 8 fotoğraftan oluşmuş panoromada tiyatro, alttaki kolajda tiyatronunn sahne bölümündeki nefis kabartmalardan birkaçı, alttaki fotoğrafta ise  bouleuterion görülüyor...