22 Eylül 2016 Perşembe

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ - 9 (ROMA-BİZANS DÖNEMİ VE ANKARA BULUNTULARI)


Müzenin alt katında daha küçük bir salonda klasik dönem ve Ankara'da bulunan arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Bu salondaki eserlerden en çok ilgimi çekenlerden bazılarının fotoğraflarını alt yazı şeklinde bilgiler ekleyerek paylaşıyorum.


Afrodit Başı

Sağlık ve Tıp Tanrısı Asklepios Büstü
Bir Korint ve bir İon başlıklı sütun arasında bronz bir genç erkek heykeli (Kolaj)


Ulpius Aelius Pompeianus adlı Ankaralıya ait olduğu
düşünülen bir tondo 
büst (yuvarlak yüksek kabartma) 










Toprak kap ve vazolar...



Cam tören kabı...









Bu bölümde, bir çok altın takı dışında çeşitli devlet, şehir ve krallıklara ait yüzlerce sikke de sergilenmektedir...

Çeşitli altın sikkeler... (kolaj)

Ankara Buluntuları bölümünde müzenin en eski kalıntıları bir vitrinde toplanmış. Paleolitik çağdan kalan canlı fosilleri... Anadolu faunasının eskiden ne kadar zengin olduğunu anlatıyor.



20 Eylül 2016 Salı

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ - 8 (TAŞ ESERLER SALONU)


Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin Taş Eserler Salonu eski Mahmutpaşa Bedesteninin ortasında yer alan geniş ve kubbeli bölümde yer alır. 


Ana kapıdan girdiğinizde sizi güleç yüzlü Kral Mutallu karşılar. Kandisi Asur Kralı tarafından Aslantepe kentini yönetmek üzere atanan bir kraldır.


Aslantepe'nin hiç de korkutucu görünmeyen hatta sevimli denilebilecek aslan heykeli de tam karşıda duruyor. Bu tam bir heykel değil ön tarafı ve bir yanı aslan şeklinde yontulmuş bir figür. Genellikle ortostatın devamı olarak anıt kapının iki yanına nöbetçi gibi birer tane konulurdu. 



Taş eserler salonunda çeşitli Anadolu uygarlıklarına ait çoğunluğu kabartma taş eser ve heykeller sergileniyor.





Aşağıdaki beş kabartma Hatti krallığının en görkemli kenti Alacahöyükten... Günlük hayattan, törenlerden ve eğlencelerden sahneler işlenmiş...


Alacahöyük'de Kral ve kraliçe törende... Kralın asası, her ikisinin süslü, uzun giysileri, uçları kıvrık çarıkları, büyük halka küpeleri dikkat çekiyor.

Çalıp oynayanlar... Telli bir saz, bir çift flüt ve kastanyet benzeri bir
ritm enstrümanı çalan ve biri de oynayan dört kişi...
Müzisyenler

Kılıç yutan ve tutunmadan merdivene çıkan hokkabazlar...
Koyun, Keçi sürüsü ve çobanı...

Karkamış, Gaziantep'in adını antik kentten alan Karkamış ilçesinde, yarısı Türkiye, yarısı Suriye sınırları içinde ve Fırat Nehrinin kıyısındaki bir kenttir. Karkamış Krallığının başkentliğini yapmıştır. Taş Eserler Salonunda buraya ait bir çok eser sergilenmektedir.

Karkamış'tan Tanrıça Kubaba Kabartması



 






Kralın oyun oynayan çocukları (ortada)
Kralın 10 çocuğundan 8'i kabartmada resmedilmiş bazılarının adları hiyogralifle yazılmıştır.

Savaş Arabası, sürücüsü ve okçusu ile... Oklanarak öldürülmüş düşman askeri
atların ayakları altında gösterilmiş...



18 Eylül 2016 Pazar

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ - 7 (URARTU KRALLIĞI)


Urartu Krallığı Anadolunun doğusunda başkentleri Van (Tuşba) olan bir devletti. MÖ 900 ile MÖ 600 yılları arasında hüküm sürmüş, büyük ve özgün uygarlık kurmuştu. Urartu dilinin incelenmesi sonucunda Urartu Krallığı halkının Hurrice konuştuğu anlaşılmıştır. Bu nedenle  Anadolu'nun yerli halklarından Hurrilerin devamı oldukları düşünülmektedir.

Ana Tanrıça Kibele Heykeli


Bir Urartu taş işçiliği örneği... Resim ve motifler Asur sanatı ile benzerlikler taşır... 

Urartu Krallığında halk, hayvancılık ve tarım yapmaktaydı. Krallığın yaptırdığı baraj ve su kanalları yardımıyla Doğu Anadolu'nun sert iklim ve yer yüzü koşullarına karşın tarım ve hayvancılıkta başarılı olmuşlardır. Saray, tapınak, çeşitli anıtsal yapılar, sık kuleli kaleler gibi özgün mimari eserler inşa etmişlerdir. Tapınak ve saraylardaki sütunlu kabul salonları Urartu mimarisine özgüdür.
Hitit ve Asur döneminde çok yaygın olan mühürlere Urartular'da da çokça rastlanır.








Urartu mühürleri hem silindir hem damga şeklinde olabiliyordu.

Üç ayaklı bir sehpa (ya da şamdan) ayaklarına oturmuş aslan heykelleri  fildişi plakalardan
yapılmıştır.  Bunlar, Anadolu'da bu yöntemle yapılmış en büyük aslan heykelcikleridir.

Fildişi Oyma Tanrı Tasfirleri... 

Seramik, ahşap, çeşitli maden işleme sanatlarında son derece güzel eserler bırakan Urartular, canlı renklerle işledikleri çok güzel duvar resimleri de yapmışlardır.


Hayat ağacı ve ona tapınan insanı betimleyen bir duvar resmi...

Urartular Maden işleme ve süslemede de çok ustalaşmışlardı. Özellikle çeşitli hayvan başlarının işlendiği kulplara sahip tunç kazanlar Frig, Batı Anadolu hatta İtalya'ya kadar ihraç edilmiştir. Ayrıca tunç kabartmalı adak levhaları da çok görülür.

Boğa başlı 4 kulbu olan büyük bir tunç kazan...

Kabartmalı tunç kemer ve levha...

Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, Urartu krallığına ait buluntular arasında tunç, demir, altın, elektrum maden ürünleri,  süs eşyaları ve toprak kaplar sergilenmektedir.





15 Eylül 2016 Perşembe

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ - 6 (FRİG KRALLIĞI)


Hitit İmparatorluğu zayıflayıp etkisini yitirirken Ege Göçleriyle Makedonya'dan geldikleri düşünülen Frigler, İmparatorluğu dağıtıp küçük beylikler haline getirdiler. Sakarya kıyısındaki Gordion kenti, Frig krallığının başkentiydi. Ankara, Eskişehir, Afyon, Kayseri - Kültepe, Çorum - Boğazköy - Alacahöyük Frig krallığının egemenliği altındaydı.





Kibele Başı...
Frig Krallığının efsanevi kralı Midas'ı bilmeyen yoktur. Tanrılarla oldukça samimi olan Kralımız, sık sık onlarla yakın olmanın cezalarını çekip durmuştur. Kah dokunduğu her şey altın olduğu için açlık çekmiş, kah Apolyon'un müzikteki ustalığını bir ölümlüden aşağı gördüğü için kulakları eşek kulağına çevrilmiştir.

Frigli asiller ölülerini büyük mezar odalarına koyar üstüne de bir yapay tepe (tümülüs) yaparlardı. Gordion civarında bulunan en büyük tümülüsün Kral Midas'a ait olduğu düşünülmektedir. Mezar odasında ortaya çıkarılan zengin ölü hediyeleri bu görüşü desteklemektedir.

Koç ve Aslan başı işlenmiş törensel içki kapları...
Törensel İçki Kabı

Kemer ve görkemli tokası

Üç Maymun değil Tabii :)

Aslan başlı çok zarif  bir altın bilezik...
Frig Uygarlığı Hititlerden oldukça farklı üsluplar geliştirmiştir. Batı Anadolu tarzı dikdörtgen planlı, taş, kerpiç ve ahşaptan imal edilen megaron adı verilen evlerinin ön cephelerini pişmiş toprak tan motifli levhalarla süslemişlerdir.

Kaz şeklinde bir Frig kutsal kabı ve aynı kabın detaylı işlenmiş baş kısmı...

Frig seramik sanatı da kendine özel bir yapıdadır. Çömlekçi çarkında biçimlendirilmiş kaplar siyah, kahverengi renkli geometrik desenlerle ve hayvan figürlerine süslenmektedir. Ayrıca hayvan figürlü törensel kaplar da çok yaygın görülür.
 Frig Uygarlığı toprak ve metal işleme yanında ahşap işlemeciliğinde de oldukça güzel eserler bırakmıştır.

Aslan-Boğa kapışması...

Midas'ın Mezarından ahşap masa

Ahşap Paravana...

Ahşap Sehpa...

Gordion çevresinde bir çocuğa ait Frig Tümülüsünde bulunan dört atlı, iki tekerlekli savaş arabası modelinin oyuncak olarak yapıldığı düşünülüyor.

Oyuncak Savaş Arabası...


Çift başlı efsanevi yaratıklar...