22 Mayıs 2010 Cumartesi

Konya İnce Minareli Medrese



Selçuklu Vezirlerinden Sahip Ata tarafından 1260 yıllarında Mimar Kölük bin Abdullah'a yaptırılmıştır.
"Kubbeli kapalı medrese planı ile açık medrese tipolojisinin buluştuğu bir denemedir. Büyük bir kubbe ile örtülü olan avlunun iki yanında tonoz örtülü dörder öğrenci odası bulunur. Girişin tam karşısında eyvan, onun iki yanında da kubbe örtülü köşe odaları vardır.
Öteki Selçuklu medreselerinde karşılaşılamayan bir taçkapı ve ona bağlı bir giriş mekânı tasarımına sahiptir. Yanında yer alan dışa açık mescit günümüze ulaşmamıştır.
İri plastik taş işçiliği ve düğümlü geniş şeritlerin içine kazınmış kitabesi yüksek ve derin bir niş biçimindeki portale özgünlük kazandırır. İri plastik enginar yaprakları, ustalıkla yapılmış yüksey rölyef geometrik süslemeleri Berenson gibi bazı araştırmacılar "Fransız gotiğinden bu yana rastlanan en soylu sanat" olarak nitelemektedir.
Tuğla duvarlar üzerinde yükselen ve düz bir pandantif yüzeyini üçgen öğelere bölen köşe öğeleri üzerinde, yirmigen bir kubbe kaidesi oluşur. Sırlı tuğla kubbenin çapı 10.80 m dir.
Tuğladan inşa edilmiş minarede, yivlerin arasındaki kaval silmeler firuze renkli sırlı tuğladandır."
(www.mimarlikmuzesi.org)

İnce Minareli Medrese Konya'nın Merkezindeki Alaattin Tepesi yanında yer almakta ve bugün Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camii



"Eşrefoğlu Camii, Anadolu'daki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinalidir. Konya'nın Beyşehir ilçesinin kuzeyinde, İçerişehir Mahallesi'nde yer alır. 1296-1299 yılları arasında yapılmıştır. Orta Asya'da Semerkant, Buhara gibi eski Türkistan şehirlerinde yer alan ağaç direkli camilerin ülkemizdeki bir örneği olan Eşrefoğlu Camii, çok sayıda ahşap sütun üzerinde yükselir. Yüzyıllar boyu kış aylarında camiinin damındaki kar, çatının ortasındaki boşluktan ortadaki havuza atılmış ve ortamı nemlendirerek yakılan sobalardan ötürü ahşap sütunların çatlayıp kurumasını engellemiştir...
6 metre yüksekliğinde, çini mozaik ile kaplı çok görkemli bir mihraba sahiptir. Anıtsal bir taç kapısı vardır. Minberi tamamen ceviz ağacından, oymalı ve çatmalı tutkalsız yapılmıştır... Eşrefoğlu Camii, Selçuklu Ulu Camiilerinde görülen şu özelliklerin tamamını barındıran tek örnektir: Çoğul ahşap sütunlu, tavanı tamamen ahşap ve kalem işçliği ile süslenmiş, minber tamamen ahşap ve Kündekari tekniği ile yapılmış, mihrabı çinili. Beylikler Devri'nde Eşrefoğlu Beyi Süleyman Bey tarafından..." (Wikipedi) yaptırılmıştır.

Bu görkemli eser, Ödemiş Birgi'deki Aydınlıoğlu Mehmet Bey camii ile neredeyse aynı yıllarda yapılmış. Bu nedenle birçok benzerlikler taşıyor. Selçuklu taş ve ağaç işçiliğinin en güzel örneklerini görmek istiyorsanız bu camileri ziyaret etmelisiniz.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Eşrefoğlu_Camii

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Birgi 'den


Birgi Beldesi Aydınoğulları Beyliğinin ilk başkentidir. Beyliğin kurucusu Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından 1312-13 yıllarında bir külliye olarak yaptırılmıştır.
Bir ahşap oyma şaheseri sayılan minberi ile ünlüdür. Muzaferiddin Bin Abdülvahid adlı bir ustanın eseridir. Kündekâri denilen bir teknikle yapılmıştır. Pencere kapakları da birer sanat eseridir.
Fotoğrafta sağda caminin güney duvarında yer alan bir pencere ve kürsü, ortada Birgi girişindeki doğal anıt bir karaselvi ağacı, solda Aydınoğlu Mehmet Bey, oğlu İsa Bey, İbrahim Bahadır Bey ve Aydın Beyi Gazi Umur Bey'in mezarlarının bulunduğu türbenin kubbesi görülüyor.

9 Mayıs 2010 Pazar

Birgi Çakırağa Konağı


Ödemiş Birgi beldesinde Çakıağa Konağı olarak tanınan konağın inşaatına 1761 yılında Şerif Aliağa tarafından başlatıldığı bilinmektedir. Konağın zengin, renkli ve süslemeli stili, tezyinatının 19. yüzyılın ilk yarısında yapılmıştır. Üç katlı, dış sofalı, çift köşk odalıdır. Özellikle yazın kullanılan yüksek tavanlı üst katın tavan ve duvarları, zengin bitki ve meyve motifleri, şehir panoramaları ile süslüdür.Günümüzde Kültür bakanlığına bağlı bir müze olarak ziyarete açıktır.

Sardes Artemis Tapınağı


Helenistik dönemde bir Lidya kutsal alanında inşa edilen Artemis Mabedi.
Fotoğrafta ayakta kalan iki sütunun arasından Lidya döneminde ele geçirilemez olduğu sanılan Sardes akropolünde yüzlerce yıl sonra yapılmış Bizans surları görülüyor.
MÖ 550 yılında büyük Pers Kralı Kiros (II.Keyhüsrev) Sardes'i alarak Lidya devletine son verdi, bizim Karun olarak bildiğimiz son Lidya kralı, Kroisos'u tutsak etti ve dillere destan Lidya hazinelerine el koydu.

Sardes Hamam Gimnazyum kompleksi


Parayı başımıza dert eden Lidya ülkesinin başkenti, zenginliği 2500 yıldan bu yana dillere destan Kresus'un (Karun) memleketi, 1400 yıl boyunca bölgenin en parlak kenti Sardes.

Fotoğrafta Sart kalıntılarının görkemli yapısı hamam gimnazyum görülüyor. Yapı Lİdya'lılardan değil Roma döneminden kalma...

Sart harabeleri Manisanın Salihli ilçesinde bulunuyor.

Belevi Anıt Mezarı

Efes - Sart yolu üzerine yapılmış ve dünyanın 7 harikasından bir olan Bodrum'daki Mausoleum'a benzetildiği için Belevi Mausoleumu olarak anılan anıt mezar. Arkeologlar anıt mezarın MÖ 281 yılında ölen Efesos'un kurucusu Lysimakhos için yapıldığını ancak tamamlanmadığını, daha sonra MÖ 246 da ölen II. Antiokhos Theos'un buraya gömüldüğünü ve anıt mezarın tamamlandığını düşünüyorlar.
Selçuk Tire yolunda Belevi Beldesine çok yakın olan anıt mezar, harika bir ova ve sulak alan manzarasına sahiptir.