12 Kasım 2011 Cumartesi

İnce Minareli Medrese - Konya

Konya Alaeddin Tepesinin batısında 1264 yılında Vezir Sahip Ata tarafından yaptırılan bu zarif selçuklu eseri şu anda ahşap ve taş eserler müzesi olarak hizmet vermektedir. Minaresinin ilk şerefesinden yukarısı yıkılmıştır.

Kolajda ortada 1964 yılında Mahmut Akok tarafından yapılmış röleve fotoğrafında medresenin yapıldığı çağlardaki görkemli durumu görülmekte.

Fotoğrafın solunda ahşap, sağında taş eserlerden seçmeler yer alıyor. Ahşap eserler oyma kapı, pencere pancuru, oyma ve boyalı tavan göbekleri son derece güzel ve zevklidir. Taş eserler arasında üstteki kuyruğunda da bir başı olan ejderha, altta sığır avlayan aslan, insan başlı kuş, ortada kabartma çift başlı kartal ve kanatlı melek rölyefleri özellikle dikkat çekmektedir...

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nce_Minareli_Medrese

9 Kasım 2011 Çarşamba

ALAATTİN CAMİİ, KILIÇASLAN KÖŞKÜ, SELÇUKLU SULTANLARI TÜRBESİ

Alaeddin Camii  ve içindeki sultan türbesinin dışarıdan görünümü...
 II.Kılıçaslan Köşkü; Alaeddin köşkü olarak da anılan köşk kalıntısı beton bir şemsiyeyle korumaya alınmıştır. Alaeddin tepesinin eteklerindedir. Sultan II. Kılıçaslan tarafından eski iç surlar üzerine 1190 yılında Seyran Köşkü olarak yapılmış, Sonra I. Alaeddin Keykubat tarafından genişletilmiştir.

Konya'nın Anadolu Selçuklu Devleti devrinden kalan en eski camiisidir. Alaedin Tepesi olarak anılan bir höyük (yapay tepe) üzerinde bulunmaktadır. Sultan Rükneddin Mesud zamanında inşaatı başlanmış, II. Kılıçaslan (1156-1192) devrinde inşaat devam etmiş, Sultan Alaeddin Keykubad döneminde 1221 yılında tamamlanmıştır. İçeride Bizans ve klasik devirlere ait 41 taş ve mermer sütun bulunur.
Camiinin minberi abanoz ağacından birbirine geçme (kündekari) yöntemiyle 1155 yılında Ahlat'lı Mengum Berti  tarafından yapılmıştır. Zamanının ahşap işlemeciliğinin en güzel örneklerindendir. Mihrap çinilerle süslüdür. Mihrap ve kubbelerin çinileri kısmen orjinaldir.
 Alaeddin Camisinin avlusunda sekizgen çatılı büyük bir türbe yer alıyor. İçinde tam sekiz Selçuklu Sultanının kabri var. Anadolu Selçuklu Sultanları baba ve dedeleriyle aynı türbeye gömülmeyi seçmişler...  Bu zarif türbede çinilerle kaplı sandukalarının altında yatıyorlar...

5 Kasım 2011 Cumartesi

Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi

Konya Karatay Medresesi 750 yıldır Alaattin Tepesinin yanında, Selçuklu Sultanlarının saraylarının karşısında varlığını sürdürüyor.  Günümüzde "Çini Eserler Müzesi" olarak hizmet vermektedir. Fotoğrafta anıtsal giriş kapısı, kubbesinde yer alan çiniler ve sergilenen eserlerden bir kaçı görülmektedir...

http://tr.wikipedia.org/wiki/Karatay_Medresesi

Müzede sergilenen en güzel eserler Beyşehir Gölünün batısındaki Selçuklu saray kompleksi Kubat-Abad'ta bulunmuş çiniler. İki değişik teknikle yapılmış çiniler haç, yarım haç, kare ve sekiz köşeli yıldız biçimindedir. Üzerinde bitki, hayvan, mitolojik yaratıklar ve insan motifleri yeralmaktadır.

http://www.habitat.org.tr/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=50&Itemid=68

4 Kasım 2011 Cuma

Carullah Bin Süleyman Külliyesi - Kula Yunus Emre Köyü




 Manisa'nın Kula ilçesi çok ilginç doğa ve tarih yapıtlarına sahiptir. Ülkemizin en genç volkanik bölgesi olması dolayısıyla birçok volkan konisi ve geniş lav katmanlarıyla tarihte Katakekaumene (Yanıkülke) olarak anılırdı. Ayrıca iç batı anadolu eşiğinde yer alan ilçede peri bacaları da bulunmaktadır.
http://memreozlem.blogspot.com/2010/09/kula-bir-volkan-konisi.html
http://memreozlem.blogspot.com/2010/09/kula-divlit-tepe.html
http://memreozlem.blogspot.com/2010/09/kuladokya.html

Batı anadolu özgün mimarisinin örnekleri olan eski evlerin sıralandığı dar sokakları sizi tarihin içine çeker.
Kula'da görülecek yerlerden biri de Yunus Emre Köyü'dür. Türkiye çapında Yunus Emre'nin birçok mezarı bulunmaktadır. Bunlardan biri de Kula'ya 21 km mesafedeki Yunus Emre Köyündeki türbedir. Türbenin içinde aslında Taptuk Emre ve akrabalarının yattığı söylenen mezarlar vardır. Türbe önünde uzun bir mezar daha yer almaktadır ki burada yatanın Yunus Emre olduğu bir şiirine dayanılarak iddia edilmektedir.

Köyün eski camisi, Carullah Bin Süleyman Camii, bence ülkenin en ilginç camilerinden birisi... Bundan 8-10 yıl önce gittiğimde kapısı kilitliydi, imamı bulamamış ve içeri girememiştim. Bu yıla kadar aklımdan çıkmadı ve yeniden giderek köy kahvesindeki hacı amcaya "Yiğenim camiyi satın mı alacan?" dedirtecek kadar çok fotoğraf çektim...:)

Şu anda yalnızca çeşme ve caminin sağlam kaldığı yapı topluluğu, Carullah Bin Süleyman tarafından eski Taptuk Emre dergahının üzerine cami, çeşme, hamam, dergah ve silahhaneden oluşan bir külliye olarak 1548 yıllarında yapılmış. En üstteki iki fotoğrafta minaresi ve dıştan son cemaat yeri görülen caminin asıl özelliği duvar resimleri..

Alttaki resimlerde sırasıyla kubbe, mihrap ve doğu duvarında yer alan duvar resimleri görülüyor. Çeşitli çiçekler, binalar, yeldeğirmenleri, yelkenliler, ağaçlar, üzüm salkımları, avize ve vazolar gibi bir çok nesne kök boyalar kullanılarak duvarlara işlenmiş. Resimlerin Anadoluda adı bilinen 3 duvar ressamından biri olan Şeyhzade Abdurrahman Efendi tarafından 1808 ile 1821 yılları arasında yapıldığı camideki kitabesinden anlaşılmaktadır.