Bu yılın (2021) temmuz ayında, Çin'de toplanan UNESCO 44. Dünya Miras Komitesi, Aslantepe Höyüğü'nün Dünya Mirası Kalıcı Listesine kaydedilmesini kararlaştırdı. Bu, Türkiye'de listeye kayıtlı 19. varlık oldu.
Aslantepe Höyüğü MÖ 6. bin yıldan kalma yani yaklaşık 7000-7500 yıllık bir yerleşim yeri. Burada kalkolitik dönemden geç Roma dönemine kadar insan yerleşimi olduğu biliniyor. Bizans döneminde de nekropol olarak kullanılmış.
Aslantepe Höyüğü Malatya Battalgazi ilçesinde, Fırat Nehri'nin 12 km batısında bulunuyor. Yüksekliği 30 metre. Kazılara 1930 yılında, geç Hitit dönemi katmanından başlanmış ve ilk olarak iki aslan kabartması ile bir kral heykeli bulunmuştur. Höyük, Aslantepe adını bulunan bu iki aslana borçludur.
Aslanlar ve gülümseyen, tombul yanaklı, sevimli kral heykeli Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmekte olup kopyaları höyük girişinde ziyaretçileri karşılamaktadır.
Aslantepe Höyüğü'nün önemi, burada yazının bulunmasından ve devletli toplumların ortaya çıkmasından önce, kendine özgü bir bürokrasi ve aristokrasinin geliştiği süreçleri işaret eden en eski bulgulara rastlanmasıdır. Bazılarına göre bir bakıma ilk şehir devleti olmasıdır.
Gülümseyen suratıyla bizi karşılayan babacan kral. |
Höyüğün büyük bir bölümü henüz kazılmamıştır. Kazılan kısmında, MÖ 3600-3500 yıllarına tarihlenen bir tapınak ile MÖ 3300-3000 yıllarına tarihlenen kerpiçten bir sarayın kalıntılarına ulaşılmıştır. O zamanlar saraylar bile kerpiçten yapılmaktaydı. :)
Sarayın bir çok odası, yiyeceklerin saklandığı çeşitli depolar ve farklı bölümleri dışında duvar resimleri ve geometrik desenlerle süslü uzun bir koridoru bulunmaktadır. Aşağıdaki dört fotoğrafta koridoru ve duvar resimleriyle geometrik sıva bezemeleriyle süslenmiş duvarlarını görüyorsunuz.
Aslantepe, böyle sulak verimli bir bölgede olmanın avantajıyla bin yıllarca insanların yerleşim yeri olmuştur. |
Kazı işçileri... Bana söz verdiler, iyi çalışacak, güzel kazacak eşsiz eserler bulacaklar. :) |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder