2 Mayıs 2016 Pazartesi

ŞİFAHİYE MEDRESESİ

Sivas'ın önemli tarihi eserlerinden biri de günümüzde Şifahiye Medresesi olarak bilinen Selçuklu dönemi hastanesidir. Bundan 800 yıl önce, 1217 Anadolu Selçuklu Sultanı I. İzzettin Keykavus tarafından yaptırılmıştır. Yapıldığı yıllarda Darü's-sıhha ya da Keykavus Şifahanesi olarak adlandırılmış, hastane ve tıp okulu olarak hizmet vermiştir. Anadolu'nun en büyük ve en eski hastane-tıp medresesi olarak bilinir. Osmanlı döneminde hastane işlevi kaldırılarak dini bilgiler öğretilen Medreseye çevrilmiştir.




 Şifahiye Medresesi 48x68 metre boyutlarında, (3264 metrekare) tek katlı, kesme taş ve tuğladan yapılmış, sırlı tuğlalar, çiniler ve tabii nakış gibi işlenmiş taşlarla süslenmiş, dikdörtgen planlı bir yapıdır.  Çifte Minareli medrese ile karşı karşıyadır.


Taç kapısı Anadolu taş işlemeciliğinin güzel bir örneğidir. Binadan dışarı doğru çıkıntılıdır. Alnında iki yanda birer hayvan motifi görülür. Motiflerden birinin gücün simgesi aslan, diğerinin sağlığın simgesi boğa olduğu söylenmektedir.
Giriş kapısının tam karşısındaki ana eyvanın iki yanında ise bir kadın ve bir erkek başı rölyefi yer alır. Bu gün yıpranmış ve açıkça seçilemeyen rölyeflerden sakallı erkek başının altında suret-i şems,
saçları iki örgülü kadın başının altında ise suret-i kamer yazmaktadır. Taç kapının üzerindeki kabartmalarla birlikte bu insan başları Şifahiye'ye özgü başka bir yerde bulunmayan özelliklerdir.



Medresenin ana giriş kapısından avluya girildiğinde solunuzda kalan evyanda (güney eyvan) Sultan I.İzzettin Keykavus'un türbesi yer alır. Babası I. Gıyasettin Keyhüsrev, kardeşi ise Anadolu Selçuklu devletinin en bilinen sultanı I. Alaattin Keykubat'tır. Arkasında bir veliaht bırakmadan 1220 yılında veremden Viranşehir'de ölen İzzettin Keykavus, Sivas'a getirilerek yaptırdığı şifahiye Medresesindeki türbeye defnedildi. Türbenin üzeri tuğladan yapılmış, işlemeli, 10 köşeli bir kubbe ve sivri bir külahla kapatılmıştır. Türbede biri sultana, diğeri eşi Selçuk Hatun'a ait olmak üzere, 13 sanduka vardır.

  


 Son olarak 2011 yılında yapılan restorasyonda avlunun ortasına büyük bir süs havuzu yapılmış, kenarına masalar yerleştirilmiş, çay ocakları, hediyelik eşya dükkanları ile medrese bir turistik iş hanına çevrilmiştir. Şifahiye medresesinin yaşayan bir mekan haline getirilmesi olumlu olsa da özellikle ışıklı reklam panoları, dükkanlardan dışarıda kuralsızca teşhir edilen mallar ve en kötüsü avlunun güzelliğinin bir bütün olarak görülmesini engelleyen modern güneşlikler çok kötü olmuş.  



Restorasyon sonrası iç mekan düzenlenmesinde tarihi yapıya yakışmayan unsurlar göz zevkini bozuyor. Oysa insanların girip çıkması, tarihi mekanın içinde olmaktan haz duyması, bu sırada bir çay içmesi ve eşine dostuna bir hediye alması bu sırada da mekanın özelliklerini açıkça görebilmesi gerçekten hoş olurdu.


2011 restorasyonundan önce ve sonra Şifahiye Medresesi... Soldaki fotoğraflar http://www.sivaskulturenvanteri.com/sifaiye-medresesi/ sitesinden alınmıştır...
http://www.sivaskulturenvanteri.com/sifaiye-medresesi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder