Aydın ilinden Denizliye doğru giderken bir mavi levhada "KARACASU" hemen altındaki kahverengide "AFRODİSYAS" yazısını gördüğünüzde, işi gücü düşünmeyin hemen sağa sapın. Karacasu'da bir pide yiyin ve Afrodisyas'a gidin...
Kenti gezmek için en az bir 6 saatiniz olmalı ve makinenizin hafızasında 2GB boşluk... Yoksa yeniden geleceksiniz demektir...
Çektiğim 150-200 fotoğraftan bir kaçı aşağıda...
-En üstte ortada kentin adandığı Afrodit kültü, Tanrıça, Knidos'ta olduğu gibi güzelliğini çıplak olarak sergilemese de tüm görkemiyle ortada görülüyor. Kolajda bir yanında bir Afrodisyas vatandaşı, diğer yanında elinde tiyatro maskesiyle ilham perisi...
Hemen altında solda ömrünün 31 yılını verdiği kazılarla kenti yeniden kuran arkeolog, Prof. Kenan T. Erim ve Afrodit tapınağının yanındaki mezarı ... (Bu arada kentin görkemini ilk keşfedenin Fotoğrafçı Ara Güler olduğunu anımsatıp, ustaya saygıyı ihmal etmemek gerek.)
3. fotoğrafta Afrodit tapınağının ayağa kaldırılarak restore edilmiş ve çevresi çimlendirilmiş anıtsal kapısı...
Afrodit'in üç güzel hizmetkarı. Sonsuza kadar tanrıçanın hizmetinde kalsınlar diye olmalı mermere nakşedilmişler... Adları: Neşe, Görkem ve Tazelik...
Kentin agorası. Afrodisyaslılar bu oval havuzun çevresinde gezerek alış verişlerini yapıyorlardı....
Müze içinde ki nefis heykel ve kabartmalar, sanatsal lahitler, hamamlar, diğer tapınaklar, Roma döneminden günümüze en sağlam ulaşmış hipodrom, tiyatro ve diğerlerinin fotoğraflarını koyamadım şimdilik... Belki sonra...
Ayrıntılı bilgi için:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Afrodisias
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder